Medya Takip Merkezi (MTM), doğaya verdiği tahribat nedeniyle son
zamanlarda öne çıkan sera gazı emisyonu sorununu mercek altına aldı. Küresel iklim
değişikliğinin başlıca nedenlerinden gösterilen sera gazına, Türk medyası da
ilgisiz kalmadı. İşte, araştırmanın
detayları…
Küresel iklim değişikliği, yerkürenin uzun
jeoloji tarihi boyunca yaşanan iklimin doğal değişkenliğine ek olarak, insan
etkinliklerinin neden olduğu bir başkalaşım hareketi. İklim değişikliğine yol
açan küresel ısınma olgusunun, CO2 ve Metan gazı gibi sera gazlarının
atmosferde birikmesiyle doğrudan bağlantılı oluşu nedeniyle sera gazı emisyonu,
dünyanın geleceği bakımından kritik rol oynuyor.
Özellikle sanayi devrimi sonrası hız kazanan insan etkisi, atmosferin kompozisyonu değiştirip sera gazı emisyonlarını arttırıyor. Başta karbondioksit olmak üzere kükürt ve azot oksitleri ile metan gibi bazı gazlar, dünyaya düşen güneş ışınlarını emerek bu ışınların yeryüzüne dağılıp geri dönmesini engelliyor, ısıyı, tıpkı bir seranın içinde korunduğu gibi koruyorlar. Bu doğa olayı sera etkisi; söz konusu bu gazlar da sera gazı olarak adlandırılıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), atmosfere
salınan ve küresel ısınmaya yol açan sera gazı yoğunluğunun 2017’de rekor
seviyeye çıktığını açıkladı. Örgüte göre, bu gidişatın tersine çevrildiğine
dair bir işaret yok ve iklim değişikliğiyle mücadele de giderek zorlaşıyor.
Türkiye’de sera gazı emisyonu ne seviyede?
MTM araştırmasında, Türkiye’nin sera gazı emisyonuna etkisini de ele aldı. Ülkemizin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisi. Akdeniz Havzası’nda gerçekleşecek 2°C’lik sıcaklık artışının, beklenmeyen hava olayları, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının sayısında ve etkisinde artış ve bunların sonucunda da kuraklık olarak etkilerini hissettirebileceği öngörülüyor. Tüm bu olumsuzlukların altında yatan sebeplerin başında ise sera gazı etkisinin olduğu biliniyor.
MTM araştırmasında, Türkiye’nin sera gazı emisyonuna etkisini de ele aldı. Ülkemizin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisi. Akdeniz Havzası’nda gerçekleşecek 2°C’lik sıcaklık artışının, beklenmeyen hava olayları, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının sayısında ve etkisinde artış ve bunların sonucunda da kuraklık olarak etkilerini hissettirebileceği öngörülüyor. Tüm bu olumsuzlukların altında yatan sebeplerin başında ise sera gazı etkisinin olduğu biliniyor.
TÜİK’in Nisan 2018’de yayınlamış olduğu sera
gazı emisyonu istatistikleri incelendiğinde, Türkiye’de 2016 yılında toplam
sera gazı emisyonunun 496,1 milyon ton olarak gerçekleşerek 1990 yılına göre yaklaşık
%135 artış gösterdiği görülüyor. Yine TÜİK verilerine göre, Türkiye’de kişi
başına düşen sera gazı emisyonu 1990 yılında 3,8 ton, 2002 yılında 4,3 ton ve
son olarak 2016 yılında yaklaşık 6,4 ton olarak gerçekleşmiş. Artış
oranlarından, kişi başına düşen sera gazı emisyonunun, 2002 yılından 2016
yılına kadar yaklaşık % 49 artış gösterdiği sonucu çıkıyor.
Türkiye’de sera gazı emisyonlarına sebep olan
sektörler incelendiğinde ise büyük oranda çevrim ve enerji sektörü, ulaştırma
sektörü ve imalat sanayi ile inşaat sektörünün etkili olduğu anlaşılıyor.
OECD’ e göre dünyayı en az kirleten ülkeler
arasındayız
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ nün
(OECD) yayınlamış olduğu verilere göre Türkiye, kişi başına düşen sera gazı
emisyonu en düşük ülkelerden biri. 36 farklı OECD ülkesinin incelendiği
istatistiklerde Türkiye’nin bu kategoride 32. sırada yer aldığı görülüyor.
Türkiye’de sera gazı emisyonu hem toplam miktar
hem de kişi başına düşen miktar olarak yıllardır ciddi artış gösterse de, hala
Avrupa ülkeleri ve OECD ülkelerine kıyasla görece daha iyi durumda. Ancak
yıllar içindeki artış oranlarının da küçümsenecek seviyede olmaması, sera gazı
tehdidinin sürdüğüne işaret ediyor.
İklim değişikliği ve sera gazı konularına
yurtiçi ve yurtdışı medyası ne kadar ilgi gösterdi?
Medya, doğal çevreyi tehdit eden unsurları
gündeme taşıyarak bu konuda toplumsal duyarlılık oluşturmakta önemli bir role
sahip. Türkiye’de iklim değişikliği ve bunun başlıca nedenlerinden sera gazının
medyada ne kadar yer aldığı konusunda Medya Takip Merkezi’nin yapmış olduğu
araştırma sonucunda, Ocak ayından itibaren iklim değişikliği konu başlığı
altında medyada toplam 243 bin 049 haberin, sera gazı konusunda ise 18 bin 634
haberin yapıldığı tespit edildi.
İklim değişikliğinin ekonomik, sosyal ve
ekolojik boyutlarının giderek büyüyen küresel bir sorun olmasından dolayı,
yurtdışı basının konuyla ilgili haberlerinin medya yansımaları, MTM’nin sosyal
medya çözümü DigiLUP tarafından araştırıldı. Yapılan araştırma neticesinde sera
gazı (greenhouse gas) ve iklim değişikliği (climate change) konusuna yurt dışı internet
medyasında son bir haftalık zaman diliminde toplam 1.305 kez yer verildiği
ortaya çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.