Konuk; Cumhurbaşkanımız 1 Yılda 202.500 Ton Nbş’ye Pazarı Kapattı, Hem
Pancar Üreticisi Hem Ülke Hayvancılığı Hem De Tüketici Kazandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın “2001 yılında yayımlanan şeker kanununda nişasta bazlı şeker
kotaları yüzde 10 olarak belirlenmişti. Biz bu kotayı geçtiğimiz yıl yüzde 5’e
düşürmüştük. Bir adım daha atıyor ve nişasta bazlı şeker kotasını yüzde 2,5’e
indiriyoruz. Böylece milletimiz arasında tartışma konusu olan nişasta bazlı
şeker kullanımını oldukça düşük bir seviyeye çekmiş oluyoruz. Halkımızın
sağlıklı ve güvenli gıdaya erişebilmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam
edeceğiz” sözleriyle açıkladığı NBŞ kotalarının düşürülmesi kararı pancar
üreticisini sevindirdi.
2001 yılında çıkarılan Şeker
Kanunu ile yapılan düzenleme sonucu Türkiye’nin Avrupa (AB15) ülkelerine göre
kişi başına 5-7,5 kat fazla NBŞ tüketmek durumunda kaldığını hatırlatan PANKOBİRLİK
Genel Başkanı Recep Konuk, “Sayın Cumhurbaşkanımız son bir yılda aldığı iki
karar ile NBŞ kotasını iki kez yarı yarıya düşürerek %2,5 seviyesine
çekilmesini sağladı. Bu seviye gelişmiş ülkelerin gıda standartları ile uyumlu
bir seviyedir. Pankobirlik olarak biz 2001’de yürürlüğe giren Şeker Kanunun hem
hazırlık sürecinde hem de uygulama sürecinde pancar şekeri ikamesinde
kullanılan ürünlere tanınan yüksek kotanın hem tüketici sağlığı açısından
taşıdığı riskleri, hem ülke tarım sektörüne olumsuz etkilerini hem de pancar
tarımındaki daralmanın ülke hayvancılığına olumsuz yansımalarını ısrarla dile
getirdik. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz yıl mart ayında NBŞ kotalarının %10’dan
%5’e düşürüleceğini açıkladı ve 31 Temmuz’da yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı
ile de NBŞ Kotası %5 olarak resmileşti. Sayın Cumhurbaşkanımız iki gün önce de
NBŞ Kotasının %2,5’e düşürüldüğünü açıkladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın 1 yıl
içinde aldığı bu iki karar Sayın Cumhurbaşkanımızın hem ülke çiftçisine, pancar
üreticisine sahip çıkma hem de milletimizin sağlığını koruma konusunda
kararlılığının ilanıdır” dedi.
NBŞ kotalarının %2,5 olarak
uygulanmasının hem tüketici sağlığını hem pancar üretimini hem de pancarın en
çok desteklediği yan sektörlerden biri olan hayvancılığı olumlu etkileyeceğini
vurgulayan Başkan Konuk, ülke gıda sektörünün de orta vadede bu karardan
kazançlı çıkacağını belirterek şunları söyledi;
“Son bir yılda alınan iki karar
ile NBŞ kotalarının %10’dan %2,5’e indirilerek 67 Bin 500 tonla
sınırlandırılmasının ilk sonucu ülkemizin 200 Bin tonun üzerinde daha fazla
pancar şekeri üretmesi demektir. Bu da yaklaşık 1,5 Milyon Ton daha fazla
pancar üretimi anlamına gelir ki bu daha çok tarlaya iş bulunması çiftçinin
daha çok pancar üretmesi demektir.
Kararın ikinci sonucu ülke
hayvancılığını pozitif manada etkileyecek olmasıdır. Malum ülkemizde son
yıllarda en çok gündeme gelen konulardan biri et fiyatları ve hayvan ithalatı.
Ülkemiz hayvancılığının en büyük meselelerinden biri yem materyali eksikliği.
Özellikle kış aylarında kaba yem ihtiyacı had safhalara çıkıyor. Pancar ise
kaba yem ihtiyacının en çok hissedildiği aylarda yani Aralık-Şubat aylarında bu
ihtiyacı karşılayabilecek en önemli tarımsal ürünlerden biri. Çünkü pancar
Eylül-Ocak arasında fabrikalarda işlenen bir ürün ve şeker üretim sürecinde
çıkan en önemli yan ürün küspe ve melas ise çok kıymetli besi materyali. Yani
ülkemiz hayvancılığının kış aylarında ihtiyaç duyduğu kaba yem eksikliğini
giderebilecek çok önemli bir kaynak. Bu karar ile azalacak NBŞ üretimi kadar
artacak pancar şekeri üretimi, dolayısıyla da pancar üretimi ile ülkemiz
500.000 tonun üzerinde daha fazla küspe, 85.000 ton civarın da daha fazla melas
üretebilecektir. Bu daha fazla üretilebilecek besi materyalinin et üretimi
karşılığı bir yılda yaklaşık 16.875 tondur ki bu da 80.000 civarında büyük baş
besinin sorunsuz beslenebilmesi anlamına gelmektedir bu da bu miktarda canlı
hayvan ya da karkas et ithalatından ülkemizin kurtulması demektir.
Kararın üçüncü sonucu tüketici
sağlığı açısındandır ve bu sonuç en az üretimdeki pozitif etki kadar hatta
ondan bile değerli bir sonuçtur. Pancar şekeri yerine kullanılan
tatlandırıcıların tüketici sağlığına etkileri bundan bir süre önce
tartışılıyordu ya da tartışmalıydı. Günümüzde ise bu konu tartışmalı olmaktan
çıkmış bu ürünlerin kullanımının tüm dünyada kısıtlandığı bir süreç
başlamıştır. Birçok ülke bu ürünlerin kullanıldığı içecekler başta olmak üzere
gıda ürünlerine ilave vergiler koyarak tüketimlerini daraltmak için çaba sarf
ederken obezitenin en önemli nedenlerinden biri olduğu kabul edilen bu ürünle
piyasa mekanizması içinde mücadele gelişmiş ülkelerden başlayarak tüm dünya da
yaygınlaşmaya başlamıştır. Keza Sağlık Bakanlığımızda geçtiğimiz aylarda yayınladığı
Bilim Kurulu Raporu’yla NBŞ’lerin insan sağlığına olumsuz etkilerine dikkat
çekerek söz konusu ürünün tüketimin sınırlandırılması tavsiyesinde bulunmuştu.
Bu kararın dördüncü sonucu ise
gıda sektörümüzün yönünü orta vadede kazançlı çıkacağımız bir rotaya çevirecek olmasıdır.
Her ne kadar bugün için NBŞ’ler hem üretim sürecinde kolay karışım özelliği ile
maliyet, ucuz girdi olması sebebiyle özellikle ihracatta rekabet avantajı
sağlıyor olsa da bu dünya pazarlarındaki gıda trendleri dikkate alındığında
gıda sektörümüz açısından sürdürülebilir bir durum değildir ve orta ile uzun
vadede gittikçe ihracat pazarlarımızı daraltabilecek riskler içermektedir.
Çünkü gelişmiş ülkelerde gıdadaki genel trend sağlıklı ve güvenilir gıdadır.
Üst ve orta gelir gurubu ülke pazarlarında tüketici sağlığı birinci önceliktir
ve tüketici sağlığını korumak için piyasa mekanizması içinde olan vergi
mekanizmasının yanı sıra gıda ürünlerine yönelik içerik korumalı önlemler de
alınmaktadır. Bu çerçevede bir çok ülkenin pancar şekeri yerine kullanılan
tatlandırıcıların kullanıldığı ürünlere ilave vergi uyguladığını düşünürsek
bunun şimdilik böyle olduğunu ve bu uygulamanın ileride içerik korumaya
dönüşeceğini kestirmek için kahin olmaya sanırım gerek yoktur. Gittikçe
yaygınlaşan bu trend bizim gıda sektörümüzü beslenmekten ziyade doymanın temel
öncelik olduğu düşük gelir gurubu pazarlardan başka pazarlara ihracat yapamaz
hale getirebilirdi ki bu karar ile birlikte gıda sektörümüzün önüne yeni bir
rota çizilmiştir ve inanıyorum ki fiyat rekabetinin yanı sıra ülkemiz gıda
sektörü kalite ve sağlığı önceleyen ürünleri ile tüm dünya pazarlarında
özellikle üst ve orta gelir gurubu pazarlarda boy gösterecektir. Pancar
üreticisi olarak biz yapacağımız üretimle ülkemiz gıda sektörünü büyütmeye, iç
içe olduğumuz şeker sektörümüz de tüm gıda sektörümüzü desteklemeye, onlara
yine üretim sürecinde maliyet avantajı sağlayacak sıvı pancar şekeri gibi
ürünlerle katkı vermeye hazırdır.
Bu
kararın hem tüketici sağlığı hem pancar üretimi açısından uygulamada sonucunun
alınabilmesi için ise üretim ve tüketimin denetimi olmazsa olmazdır. Bu husus
en az kota düzenlemesi kadar önemlidir, çünkü şeker özelleştirmesi sürecinde
kamuoyuna da yansıyan ve bir NBŞ üreticisi firma tarafından hazırlanan raporda
de belirtildiği gibi NBŞ tüketiminin 900 bin tonların üzerinde olduğu ve toplam
NBŞ tüketiminde kayıt dışı kullanımın %70’leri aştığının tahmin edildiği açıkça
belirtilmişti. Sadece bu tahmin bile NBŞ’nin hem üretim aşamasında hem de
tüketim aşamasında sıkı denetime tabi tutulması zorunluluğunun en az mevzuat
düzenlemesi kadar önemli olduğunun göstergesidir. Bu konuda alınabilecek bir
diğer önlem ise Türk Gıda kodeksinde yapılacak değişiklik ile mamul ürünlerde
kullanılan şekerin kökeninin yazılabilmesine imkân tanımaktır. Yapılan kota
düzenlemeleri bu şekilde desteklendiği takdirde her bir tüketicinin de bu
denetime katılması imkânına kavuşuruz ki üretim, kullanım ve tüketimden
oluşacak bu üçlü denetim mekanizması ile bir yandan kayıt dışı kullanımın
önlenmesini sağlarken bir yandan da kayıt dışı kullanım sonucu oluşan vergi
kaybının da önüne geçebiliriz.
Kararın ülkemiz ve üreticimiz
için hayırlı olmasını temenni ediyor, aldığı karar ile pancar üreticisine ve
milletimizin sağlığına sahip çıkan Sayın Cumhurbaşkanımıza kararlılığı için bir
üretici olarak bütün pancar üreticileri adına, bir tüketici olarak da milletim
adına teşekkürlerimizi arz ediyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.