Korona
virüsün yayılma riski nedeniyle alınan önlemler çerçevesinde insanların
olabildiğince kalabalıklardan uzak kalması tavsiye edilir ve işyerlerinde
sosyal teması olabildiğince azaltacak tedbirler alınırken, salgının oluşturduğu
panik havası nedeniyle gıda ürünlerine yönelik tüketicide stoklama eğiliminin
artması üzerine bir açıklama yapan PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, gıda
arzında bir sıkıntı olmadığını, vatandaşların ihtiyaç fazlası aldığı her gıda
ürününün israfı artırmaktan öte bir işlevinin olmayacağını belirterek,
gelecekte de gıda arzında sıkıntı yaşanmaması için ertelenemeyecek özelliğe
sahip tarım takvimine ve sektörün bazı işleri emek yoğun yapmasına dikkat çekti
ve salgının tarımsal üretimi de aksatmaması için tedbir alınmasını istedi.
Küresel
pandemi ilan edilen Covid19 salgınının dünyadaki tarımsal ürün arzını nasıl ve
hangi ölçüde etkileyeceğine dair öngörülerin henüz yapılamadığını vurgulayan
Başkan Konuk, “tarımsal üretim önümüzdeki yıl her yıldan daha önemli. İhtiyaç hâsıl
olursa ihtiyaç olan ürün dünya pazarlarından temin edebilir seçeneği elimizde
olmayabilir. O nedenle bizim bu sene tarımsal üretimde salgın nedeniyle hiçbir
aksamaya meydan vermememiz hayati önemdedir. Ülkemizin muazzam bir tarımsal
üretim potansiyeli var. 84 milyonu da daha fazlasını da doyuracak bir üretim
kapasitesine sahibiz. Yeter ki, üreticinin ekim, dikim, çapa, hasat faaliyetleri
aksamasın. Bunu şunun için söylüyorum tarımsal faaliyet bazı aşamalarında emek
yoğun bir sektör. Yani onlarca çiftçi, , tarım işçisi minibüs ile traktör ile
yan yana tarlaya gidecek, evine dönecek, birlikte yemek yiyecek, gün boyu
tarlada veya serada omuz omuza çalışacak. Mesela çapa, mesela fide dikimi,
mesela seracılık, mesela meyve sebze toplama işi. Üstelik de bu işlerin
hiçbirini erteleyemezsiniz. Fide dikimini Mayıs’a Haziran’a erteleyemezsiniz.
Çapayı salgının bitimine öteleyemezsiniz, tarlayı yabani ot kaplar,
seyreltmezseniz verimli üretim yapamazsınız. Serada kızarmış domatesi, biberi 1
ay sonra toplarız diyemezsiniz, dalında çürür. Yani tarım takvimi salgındı,
hastalıktı gibi mücbir sebepleri bahane kabul etmez. Bitkinin ekim zamanından
gelişimine kadar her aşamada işinizi günü gününe yaptınız yaptınız, yapamadınız
ürün alamazsınız. Salgın bir gerçek. Bunu kabul edip tarladaki, seralardaki,
çiftliklerdeki üreticiyi, çiftçiyi yatağa düşürmeden tarımsal üretimi nasıl
sürdüreceğimizi düşünmemiz lazım. Tarım Bakanlığımız ile Sağlık Bakanlığımızın
bir araya gelip salgını tarladan da uzak tutacak bir yol haritası çizmesi,
gelecek sene gıda arzında sıkıntı yaşamamamız açısından hayati önemde. Üstelik
de bunu hemen gerçekleştirmek zorundayız” dedi.
TÜRK
ÇİFTÇİSİ, ÜLKEMİZİ KİMSEYE MUHTAÇ ETMEZ
Korona virüsün yayılma riski nedeniyle alınan
önlemler çerçevesinde insanların olabildiğince kalabalıklardan uzak kalması
tavsiye edilir ve işyerlerinde sosyal teması olabildiğince azaltacak tedbirler
alınırken, salgının oluşturduğu panik havası nedeniyle gıda ürünlerine yönelik
tüketicide stoklama eğiliminin artması üzerine bir açıklama yapan ve tarım
takviminin zorunlu kıldığı toplu çalışmayı gerektiren fide dikimi, çapa gibi
tarladaki işlere dikkat çekerek salgının tarımsal üretimi etkilememesi için tedbir
alınmasını talep eden 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK
Genel Başkanı Recep Konuk, gıda arzında bir sıkıntı olmadığını, vatandaşların
ihtiyaç fazlası aldığı her gıda ürününün israfı artırmaktan öte bir işlevinin
olmayacağını belirterek, “boş market raflarını gösteren haber ve sosyal medya
görüntüleri ülkemizde sanki gıda arzında bir sıkıntı varmış gibi bir hava
yaratıyor ve bu konuda endişesi olmayanı bile maalesef endişelendiriyor.
Türkiye’nin en büyük gıda üreticilerinden bir şirketin yönetim mesuliyetini
üstlenen biri olarak şunu söylemek istiyorum ülkemizde gıda arzında bir sıkıntı
yok. Tüm işletmelerimiz tam kapasite çalışıyor. Sektörde salgın nedeniyle
duran, üretimine ara veren işletme yok. Kaldı ki bu işletmelerin birçoğu
tarımsal girdisini zaten önceki hasat sezonundan temin etti ve işliyor. Tarım
Bakanımız açıklama yaptı, ülkemizin hububat, bakliyat ve temel gıda ürünleri
stoklarında ve arzında hiçbir sıkıntının olmadığını söyledi. Günlük olarak
işletmelere gelen süt, besi gibi girdilerde de bir problem yok. Hayvan
varlığımız salgın sebebiyle azalmadı. Seralardaki bitkiler kurumadı. Tarladaki
kışlık ürünler bitmedi. Yani tarlada, seralarda, ahırda, ağılda, bahçede
tarımsal faaliyet devam ediyor. Herkes müsterih olsun gıda üretim ve dağıtım
zincirinde bir aksama, yavaşlama yok. Kısa vadede gıdayı sıkıntıya sokabilecek
tek husus paniktir. Gıdada ülkemizi sıkıntıya sokacak tek husus vatandaşlarımızın
kaygılarına mağlup olup ihtiyaçlarından fazlasını alıp gıda ürünlerinin çürümesine,
bozulmasına, güvelenmesine sebep olacak kadar stoklaması ve çöpe atması olur.
Bütün vatandaşlarımızdan ricam ihtiyaçları ve tüketebilecekleri kadar gıda
ürünü almalarıdır. Merak etmesinler, Türk çiftçisi ve gıda sektörü milletimizi
aç bırakmaz, ülkemizi kimseye muhtaç etmez” dedi.
SALGINI
TARLADAN DA UZAK TUTACAK BİR YOL HARİTASININ ÇİZİLMESİ LAZIM
Tarım sektöründe bir taraftan ekim dikim
faaliyetlerinin devam ettiğini, bir taraftan da erkenci bölgelerde Nisan sonu,
Mayıs başı gibi bazı ürünlerde hasadın başlayacağını belirten Başkan Konuk,
gelecekte de gıda arzında sıkıntı yaşanmaması için ertelenemeyecek özelliğe
sahip tarım takvimine ve sektörün bazı işleri emek yoğun yapmasına dikkat
çekerek salgını tarım sektöründen olabildiğince uzak tutmanın hayati önemde
olduğunu vurgulayarak şunları söyledi;
“Kısa vadede gıda sektöründe arzda sıkıntı
olmaması geleceğe yönelik tedbir almamıza da mani değildir. Bunu şunun için
söylüyorum, sıkıntı yaşamamak için, riski sıfırlamak için biz salgında en
kötüye hazırlanmak zorundayız. Bu sene
için sıkıntı yok, seneye de olmaması için gıda zincirinin ilk halkası tarımsal
üretimi sorunsuz, aksaklığa meydan vermeyecek şekilde sürdürmek zorundayız. Bu
en az aşı çalışmaları, tedavi edici ilaç çalışmaları kadar önemli bir husus.
Bütün dünyada bir salgın var. Salgın ister istemez bütün sektörleri etkiliyor.
Tarım sektörü de bundan muaf değil. Muaf olmadığı gibi hayati önemde. Seneye
gıda arzında sıkıntı yaşamamak için gıda zincirinin ilk halkası tarımsal
üretimi mutlaka başlatmamız ve hasada kadar sürdürmemiz lazım. Tarımsal üretim
önümüzdeki yıl her yıldan daha önemli. İhtiyaç hasıl olursa ihtiyaç olan ürün
dünya pazarlarından temin edebilir seçeneği elimizde olmayabilir. O nedenle
bizim bu sene tarımsal üretimde salgın nedeniyle hiçbir aksamaya meydan
vermememiz hayati önemdedir. Ülkemizin muazzam bir tarımsal üretim potansiyeli
var. 84 milyonu da bir o kadarını da doyuracak muazzam bir üretim kapasitesine
sahibiz. Yeter ki, üreticinin ekim, dikim, çapa, hasat faaliyetleri aksamasın.
Bunu şunun için söylüyorum tarımsal faaliyet bazı aşamalarında emek yoğun bir
sektör. Yani onlarca çiftçi, , tarım işçisi minibüs ile traktör ile yan yana
tarlaya gidecek, evine dönecek, birlikte yemek yiyecek, gün boyu tarlada veya
serada omuz omuza çalışacak. Mesela çapa, mesela fide dikimi, mesela seracılık,
mesela meyve sebze toplama işi. Üstelik de bu işlerin hiçbirini
erteleyemezsiniz. Fide dikimini Mayıs’a, Haziran’a bırakamazsınız, hele bir
salgın geçsin dikeriz diyemezsiniz. Çapayı salgının bitimine öteleyemezsiniz,
tarlayı yabani ot kaplar, seyreltmezseniz verimli üretim yapamazsınız. Serada
kızarmış domatesi, biberi 1 ay sonra toplarız diyemezsiniz, dalında çürür. Yani
tarım takvimi salgındı, hastalıktı gibi mücbir sebepleri bahane kabul etmez.
Bitkinin ekim zamanından gelişimine kadar her aşamada işinizi günü gününe
yaptınız yaptınız, yapamadınız ürün alamazsınız. Salgın bir gerçek. Bunu kabul
edip tarladaki seralardaki, çiftliklerdeki üreticiyi, çiftçiyi yatağa
düşürmeden tarımsal üretimi nasıl sürdüreceğimizi de düşünmemiz lazım. Tarım
Bakanlığımız ile Sağlık Bakanlığımızın bir araya gelip salgını tarladan da uzak
tutacak bir yol haritası çizmesi gelecek sene gıda arzında sıkıntı yaşamamamız
açısından hayati önemde. Üstelik de bunu hemen gerçekleştirmek zorundayız.
Çünkü Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu’da domates, biber, karpuz gibi fideden
ekim yapılan bitkilerin dikimi başladı. Nisan sonu Mayıs başı gibi İç Anadolu'da
da başlayacak. Yine Nisan sonu Mayıs başı pancar ve diğer tohumdan ekilen
ürünlerin çapası başlayacak. Salgın o güne kadar bitmezse sektör bundan mutlaka
etkilenir. Evet, tehdit bugün için kalabalıkların yoğun olduğu kentlerde belki
ama köyler ve tarlada çalışacak çiftçiler için de tehlike uzakta değil. Önümüzdeki
aydan itibaren tarım işçilerinin hareketliliği başlayacak, çiftçi girdi temini
için kentlere gelecek, firma temsilcileri köylere gidecek, yani kırsal ile
kalabalıkların teması yoğunlaşacak. Salgın riski devam ederse bu haraketliliğin
çiftçiyi salgınla yüz yüze bırakmaması için yapılacakları şimdiden düşünmemiz
lazım. Tarımsal üretim fabrikasyon bir iş değil. Tohumdan hasada aylar sürüyor
ve tarımsal üretimin olmazsa olmazı bileği güçlü bedeni sağlam çiftçi. O yoksa
ya da ilgilenecek durumda değilse ürün de yok. Şunu unutmamak lazım pancar
çapalanmazsa seneye etanol olmaz. Şeker olmaz. Domates fidesi dikilemezse salça
karaborsaya düşer. Ahırlar boş kalırsa peynirimiz, sütümüz kimseye yetmez. O
nedenle bizim ne yapıp edip salgını köylerden de uzak tutmamız şart. Uzak
tutmak için de bir yol haritasına ihtiyacımız var. Biz her iki Bakanlığımıza da
alacakları önlemlerde destek olmaya hazırız. Gıda güvenliği için çiftçi sağlığı
diyoruz ve konuyu yetkililerin dikkatine arz ediyoruz.” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.