Ermenek
yöremizde bol miktarda bulunan dığan ağacı uzun ömürlü bir karağaç türünde bir
ağaç çeşididir. Karağaç ağacının meyvesi olmadığı halde dığan ağacının bir
nohut tanesi büyüklüğünde meyvesi olmaktadır. Bu meyveler önceleri yeşilken
ekim ayı içinde turuncu renge dönüşmektedir. Kasım ayı sonlarına doğru
kahverengi bir hal almaktadır. Meyvesi uzun süre dalda kalırken kar yağmaya
başlayınca birer birer kar üzerine döküldüğü görülür.
Dığan
ağacına yöreden yöreye değişen adlar verildiğini görürüz. Örneğin Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde çoğu şehirde özellikle Mardin’de dağdağan olarak söylenir.
Yöremizde de farklı isimler verildiği de görülür. Örneğin Ermenek merkezde
melokka olarak söylenirken köylerinin çoğunda bu ağaca dığan denildiğini
biliriz.
Dığan Oyuncağımız Olurdu
1.Oyunumuz:
Dığan
meyvesini biliyordum ve çocukluğumda çokça toplayıp tükettiğimiz bir meyve idi.
Çekirdeğinin dış kısmı tatlı olduğundan bunu yer sonra çekirdeğini üfleyerek en
uzağa fırlatma yarışması yapardık.
2.Oyunumuz:
Yine
çekirdeği ağzımızda bekletir, dığan yediğimizi bilmeyen çocukların yanına
varır; “Bak kulağımı nasıl pıtlatacağım.” deyip elimizle kulağımızı asılır gibi
yapar ağzımızda saklı tuttuğumuz dığan çekirdeğini dişimizle kırarken çıkan
sesin kulağımızı çıtlattığımızı sanmasını sağlayarak, kandırmak isterdik.
Bir
sonraki yazımda dığan ağacı meyvesinin bir şifa kaynağı olduğunu yaşanmış somut
olaylarla yazacağım.
Durmuş Ali ÖZBEK
DEVAM EDECEK>
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.