Yukarı
Çağları arazisi Seper, Köprübaşı mevkiinde ilk defa patoz makinesi görmüştüm.
Yoldan traktörüne bağlı patoz ile geçmekte olan bir traktör sahibi durup
yanımıza doğru geldi. İsterseniz harmanlarınızı sürebilirim dedi. Çevremizde
toplam dört harman vardı. Sahipleri hazırlıklarını yapıyor, kendi düğenlerini
boyunduruk ile sığırlarına bağlayıp harman süreceklerdi. Babam tamam sürdürelim
dedi. Sonra Hüseyin Özbek, Mehmet Çınar, Hasan Çiftçi, Mustafa Özer “Bizde sürdürürüz.”
dediler.
Traktör
ve patoz makinesi bizim harmanın yanına geldi. Patozu bir tarafa, belirli
mesafede de traktörü bıraktı. Sonra indirdiği uzun bir kayışın bir ucunu
patozdaki demir tekere, bir ucunu da traktörün arkasındaki özel bir teker tipli
kasnağa bağladı.
Adam
neler yaparak harmanın sürüleceğini anlattı. Bir kişi patozun başında diğerleri
de kenarda yığılı sapları kucaklarına alarak taşımaya başladılar.
Traktör
yüksek devirli çalıştırılınca kayış dönmeye başladı. Kayış patozdaki tekeri
bağlı kayışla çevirmeye başladı. Patozun arkasında belirli yüksekte duran
sapları kucak kucak patozun içine atmaya başladı. Biraz hızlı atmaya başlayınca
traktörcü bağırdı; “Çok atma, kayış attırırsın sonra.” Biraz sonra tekrar hızlı
hızlı atmaya başlayınca kayış attı. Traktör ileri geri gidip gelerek kayışı tam
hizaya ve yeterli sıkılığa getirince tekrar çalıştırdı. Patoz savurmuyor
arkasına saman ve buğday karışık olarak yığılıp gidiyordu. Derken bizim harman
sürüldü. Malama dediğimiz yığın harman yerinin ortasına yığılmıştı. Sıra Mehmet
Çınar’ın harmanına gelmişti. Traktöre patoz bağlanıp bizim harmandan onun
harmanına taşınmıştı. Patoz kurulan başlanacağı zaman traktöre bağlı olan
yerden çıkarılıp özel ağaçlar yardımıyla (biz okluk diyoruz) indirilip sonra
tekrar kaldırılıp altına traktörcünün kendi hazırlamış olduğu kütük konmaya
başlanınca patoz kaydı ve Mehmet Çınar’ın ayağını ezdi. Kanlar akmaya başladı.
Hemen patoz kaldırılıp Mehmet Çınar’ın ayağı kurtarıldı. Hemen mevcut bezlerle
ayak sarılıp bir kenara alındı. Mehmet Çınar orada dinlenirken tekrar patoz
kurulup elbirliğiyle harman sürüldü. Derken diğer harmanlar da sırası ile
sürüldü.
Harmanlar,
1, 2 ,3 saat gibi zamanda sürülmüş oradaki harman sahipleri hep mutlu olmuştu.
Traktörcü saat ücreti almıştı.
Patoz
gelmeden 2-3 gün gibi düğenle harman sürerdik. Böylesine yorucu ve vakit alan
harman sürme işimiz kısa bir zamanda sürülmüştü. Lakin kara patoz denilen bu
patoz ekin saplarını sürüp yığın (malama) haline getiriyordu.
İşimiz
bitmemişti, rüzgâr çıkarsa yaba ile harman savuracaktık. Derken akşam vakti
küçük esintiler çıktı ve babam savurmaya başladı. Biraz sonra esinti bitince
yapacak bir şey kalmıyor, mecburen beklenecekti. Şafak vaktinde çıkan bir
esinti ile babam ve diğer harman sahipleri de savurmaya başlamışlardı. Ne var ki
o esinti de kesilmişti. Harmancılar temmuz sıcağında o ağacın gölgesinden, o ağacın
gölgesine yer değişerek oturup rüzgar bekliyorlardı.
Akşam
vakti biraz esinti olmaya başlayınca harmancılar tekrar harman savurmaya
başlıyorlardı. Bu savurma tam üç gün sürmüştü.
O
ilk patozu kurmak için çok uğraşılıyordu. Ertesi yıl köy arazisinde harman
sürmeye gelen patozlar daha kolay kurulur şekle getirilmiş üstelik savurmalı
hale gelmişti. Oysa İlk harman makinesi yaklaşık olarak 1786 yılında İskoç
mühendis Andrew Meikle tarafından icat edilmiş, bizim köyümüze harman
sürme - patoz devrimi 1972-1973 yıllarında yaşanmıştı.
27.12.2020
Durmuş Ali Özbek
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.