1-KISACA KENDİNİZİ ANLATIR MISINIZ?
1979 Sarıkamış doğumluyum. Babamın görevi gereği bulunduğumuz Sarıkamış’tan
anılarımda hiç bir şey yok maalesef. Üniversite için Adapazarı’nda bulunduğum
zamanın dışında hayatım Kadıköy’de geçti. Yüksek lisans düzeyine kadar
üniversitede kaldım. Okul meslek öğretiyor bunun üzerine siz bir bina koymak
zorundasınız. Okulu bitirdikten sonra her insan gibi çalışmayı denedim. Ancak
içimdeki yazı ve edebi yön ağır bastı. Senaryo çalıştım sonrasında ise öykü ve
romanla tanıştım.
2- NE KADAR ZAMANDIR YAZIYORSUNUZ?
Yazmaya gençliğimde başladım. Şiir yazdım ilk önceleri. Değişik dönemden
şairleri inceledim. Nazım Hikmet, Fuzuli, Mehmet Akif, Cahit Sıtkı gibi.
Bunların dil ve hitabeti karşısında aciz kaldığımı hissederdim. Sonrasında
düzyazıya geçtim. Ancak bir şeyler yazdım deme cesaretini göstermem altı yedi
senemi aldı.
3- YAZMANIZDAKİ EN BÜYÜK ETKEN NEDİR?
Yazarken kendimi iyi hissediyorum. Düşündüğüm bir öykünün hayat bulması,
bir karakterin canlanması beni günlük koşuşturmadan ayırıp daha derin bir
dünyaya götürüyor. Hayal gücü ve kurmacanın büyülü dünyasında gezerken her şeyi
unutuyorum. Hikaye bittikçe, sona yaklaştıkça benim sevincim üzüntüm yada
heyecanım da artıyor. Bunlar beni yeni bir öyküye itiyor. Haydi diyor içimden
bir ses; şunu bir daha yapalım.
4-YAZARKEN ÇEKTİĞİNİZ EN BÜYÜK ZORLUK NEDİR?
Türkçenin epeyce fazla sadeleştirildiğini düşünüyorum. Arapça Farsça
kelimelerin atılması elbette güzel ama onların yerine kelime bulmakta zorluk
çekilmiş gibi bir izlenim oluşuyor bende. Hatta son yirmi yılda o bulunan
kelimeler bile atılmış. Günlük konuşma dilinin dışında yazı dilimizin olduğunu
düşünmüyorum. Yazarken olguları anlatmak gerekiyor olayları anlatırken birden
fazla bakış açısı gerekiyor birden fazla duygu gerekiyor. Onlarca kelimenin eş
anlamlısını bulmak lazım oluyor. Fakat bu kadar zengin bir dile sahip olduğumuz
gerçekten tartışmalı. Bir iki tane kitap inceleme fırsatınız olursa,
kitaplardaki kelimelerin ne kadar basit düzeyde olduklarınızı göreceksiniz. Bu
olmamalı.
En büyük zorluk bence bu.
5- KİTABINIZ DAHA ÇOK HANGİ YAŞ GRUPLARINA HİTAP EDİYOR.
Ben kitabımı daha ziyade genç bir kuşak için yazdım. Ancak orta ve ileri
yaş gruplarından bile çok güzel eleştiriler ve tepkiler alıyorum. Dolayısıyla
bir kitabın yaşı olmadığını daha iyi anlıyorum.
6- YAZARKEN İLHAM ALDIĞINIZ ŞEY NEDİR? BİR NESNE BİR KİŞİ OLABİLİR. O İLHAM
PERİNİZ NE OLUNCA SİZE GELİYOR?
Kavurucu bir yazdan çıktıktan sonra esen sonbahar rüzgarı... Sanırım bana
bu sonbaharın sarı solgun hali çok büyük ilham veriyor. Bir de beğendiğim bir
kitabın sayfalarında gezerken yazarın kullandığı kelimeleri ruhumda
hissetmek... bu hissin bende yarattığı o müthiş mutluluk beni çok etkiliyor.
7- BEĞENDİĞİNİZ VE KİTAPLARINI OKUDUĞUNUZ BİR YAZAR VAR MI?
Bütün kitaplar kıymetli ve bütün yazarlar değerlidir. Ancak her kitap
herkese hitap etmez. Beğeniler zevkler Kişilik... hepsi etkilidir bu durumda.
Ancak bazı yazarlar hepimizi yakalamayı başarmışlar. Bunlar evrenseldir. Benim
için onlar büyük ustadır. Benim büyük ustalarımdan en sevdiğim ise Sait Faik
Abasıyanıktır.
Onun dışında yabancı yerli birçok
isim sayabilirim. Ama milan kunderayı da vurgulamadan geçemem.
8-PEKİ YAZARLARLA GÖRÜŞEBİLME İMKÂNINIZ OLDU MU?
Pandemi sürecinden dolayı görüşmem mümkün olmadı.
9-KONULARINIZI NASIL SEÇİYORSUNUZ?
Ben değil onlar beni seçiyor adeta. Bir sokakta yürürken, odamda kahve
içerken yada insanlar arasında birinin bir hareketini gözlemlerken... bir ışık
göz kırpıyor bana. Gel diyor burada harika bir renk var. Elbette her konu
yazılamıyor, bazıları içerde olgunlaşmayı bekliyor ama o göz kırpan ışık da
Bekliyor.
10- PEKİ SON OLARAK OKURLARA SESLENMEK İSTESENİZ NE SÖYLEMEK İSTERDİNİZ?
Bir şey başarmak için, her şeyden önce hayal etmek gerekir. Hayal kurmak
insanın yapabildiği en güzel eylemdir. Güzel hayaller kurmaktan vazgeçmesinler.
Hayat insana her şeyi gösteriyor. Biz yazarlar sadece onu taklit edebiliyoruz.
Oysaki en büyük yazar hayatın kalemini ellerinde tutan kaderdir. Kaderin
yazdıkları her gün sahnelenmektedir. Hayatlarının kalemini bir başkasına
verenler bu hayatın figüranı olabilirler sadece. O yüzden hayal kurmak bir
insan için uyumak kadar gereklidir. Hayal kurmak ise okumak ve düşünmekle
gerçekleşir.
Bu yüzden okumaya bir dakika bile ara vermesinler. Okumadan geçen ömürlere
bir dönüp baksınlar. Ondan ders alsınlar.
Herkese kalemlerini ellerine alıp hayatlarını yazmaya başlayacakları
bilinçli ve kitaplarla dolu rüya gibi bir ömür diliyorum.
Ege İnci
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.