Her coğrafya kendi kültürünü oluşturur.
Doğması,
büyümesi, âşık olması, evlenmesi, ölmesi, barınması, yemesi, içmesi, giyinmesi…
Dağlar,
dereler, pınar başları kültürün bir parçasıdır. Kaç aşka tanıklık etmiştir…
Yöremizin
yaşam şartları zorlu mu zorlu. Çetin mi çetin. İnsanı boyun bükmemiş hiç
birine. Dağları kadar dik, taşları kadar çetin. Yaşadığı zorlukları aşma engeli
kendi elindedir. Çözüm kendi elinde.
Daha kükürt
keşfedilmeden külün yumuşatıcı, temizleyici özelliğini keşfetmiş. Kükürt
keşfedilmeden killi toprağın kükürt içerdiğini keşfetmiş Külünde çamaşırını
yıkamış, killi toprağında saçını.
Tokucak
üretmiş daha çamaşır makinesinin düşü kurulmadan. Öyle çamaşır makinesi gibi 2
yıl garantili 3-5 yıl ömürlü değil asırlık, kuşaktan kuşağa miras. Sıcağa
soğuğa dayanıklı. Darbeye dayanıklı. Her ele uyumlu.
Tokucak (
Tokaç, tokuç) dövmek anlamına gelen tokmaklamak fiilinden türemiş bir
sözcüktür. Tokmak, tokuç sözcükleri de çıkarttığı sesten türetilen bir sözcüktür.
Tokucak
sözcüğü de tomağın küçüğü anlamını çağrıştırmaktadır.
Bir
tokucak, bir haranı her evin olmazsa
olmazı.
Tokucağın
icadı ‘’ Geysilik’’ kültürünü oluşturmuştur.
‘’Geysilik’’
TDK’ya baktığınızda sadece ‘ ’Çamaşır yıkanan yer, çamaşırlık’’
Geysilik ne
bir sözcüğe ne üç sözcüklük bir açıklamaya sığar. Geysilik bir tarihtir, bir
kültürdür. Bir coğrafya parçasının sosyolojisidir.
Köylerde,
mahallelerde yöre insanının ortak kullandığı geysililikler vardır.
Geysiliğin
sosyoloji vardır. Geysiliğe kim önce haranısını yerleştirmişse öncelik onundur.
İlk sırada yer almak için gece yarısı ya da bir gün öncesi geceden haranıyı
koyacaksın. Hiç sıra kavgası olmamıştır. Hep haranılar konmuştur. Hiçbir
haranının çalındığı duyulmamıştır.
Geysilik
kapısız bacasız dört duvardır. Geysi yıkamanın finali geysi yıkayanın
yıkanmasıdır.
Hiçbir
geysi yıkayanı gözetleyen bir erkek duyulmamıştır.
Geysilik
bulunmayan köyler ve mahallelerde geysilik derelerdir.
Evin hanımı
kızı omzuna odununu yükler, çamaşırını yükler, haranısını yükler, tokucağını koltuğunun
altına alır düşer dere yoluna. Çatar taşları koyar haranısını, doldurur suyunu.
Haranıdaki su kaynar, kaynayan su ile ikinci bir haranıya, tenekeye, helkeye
nesi varsa küllü suyu hazırlar.
Düz bir taş
üstüne çamaşırlardan büyük olanı teker teker, küçük olanları üçer beşer serer
taşın üstüne önce üstüne kevkisi ile döker sıcak suyunu başlar tokuçlamaya.
Kevkisi ile döker küllü suyunu tokuçlar, tokuçlar… Her tokuçladığı giysi
parçasını serer derenin boyundaki çalılara.
Gelelim sosyolojisine:
Derede
duman tütüyorsa çamaşır yıkayan vardır. Tokaç sesi duyuluyorsa dere geçmeye müsaittir.
Derede duman tütüyor tokaç sesi işitilmiyorsa ikaz vardır. Dere çevresinde olan
kişi başlar beklemeye. Bekler, bekler… Tokaç sesinin gelmediğinden emin olana
kadar.
Duman tütüyor
tokaç sesi duyulmuyorsa çamaşırını yıkayan çamaşır yıkama işini bitirmiş
yıkanıyordur. Dere çevresinde bulunan ve dereden geçecek olan kişi ses verir ‘’
Geleyim mi?’’ Yıkanan ses verir ‘’ Geri dön’’ Dereden geçecek olan geri döner,
yolunu değiştirir.
Taşın
üstüne oturmuş keselen geç kız tedirgin değildir keselenirken. Tedirgin
değildir kurulanırken. Tedirgin değildir giyinirken. Rahattır. Hem de gömbe
banyolu küvetlerden daha da rahat…
Hiçbir genç
kızın derede yıkandığı dedikodusu yayılmamıştır. Hiçbir gencin derede yıkanan
kızı dikizlediği duyulmamıştır.
İşte
yöremizin yetiştirdiği bir değer olan Prof. Dr. Doğan CÜCELOĞLU’nun yaşatılması
gereken değerler olarak altını çizdiği ‘’ Değer’’ler bu değerlerdir.
Tüm değerlerimizi anlatmaya Prof. Dr. Doğan CÜCELOĞLU’nun ömrü yetmedi. Ben eminim ki coğrafyamız yeni Cüceloğulları yetiştirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.